Öğrenme
Öğrenme; yaşam boyu süren, bilgiyi algılama, organize etme, depolama ve gerektiğinde bu bilgiyi geri üretmeyi içeren kapsamlı bir süreçtir. Bu süreçlerden herhangi birinde görülen aksaklık veya aksaklıklar bireyin hayatını ve yaşam kalitesini olumsuz etkilemektedir.
Yukarıdaki öğrenme tanımındaki süreçlerden birinde veya birden fazlasında güçlük veya aksaklık görülmesi halinde öğrenme güçlüklerinden bahsedebiliriz.
Özgül öğrenme güçlüğü
Tanım
Dinleme, düşünme, konuşma, okuma, yazma, ya da matematiksel hesaplamaları yapma becerilerinde kendini gösteren sözlü ya da yazılı dili anlama veya kullanmayı içeren yeteneklerin kazanılmasında ve kullanılmasında yaşanan güçlük veya güçlüklere denir.
Nedenleri neler olabilir?
Öğrenme güçlüğünün nedenleri tam olarak bilinmemektedir. Fakat genellikle beynin işlev tarzında kaynaklandığına inanılmaktadır. Olası nedenler dört ana başlık altından açıklanmaktadır. Bunlar:
- Organik
- Genetik
- Çevresel faktörler
- Biyokimyasal bozukluklar
Organik faktörlere bakacak olursak, beynin gelişimi esnasındaki farklılıklardan kaynaklanabilir. Bunun göstergesi olarak beynin ölçümündeki ve işlevindeki farklılıkları sunabiliriz. Genetik faktörler ise kalıtsal kanıtları içermektedir. Örneğin, anne ve babadan biri okuma güçlüğü veya yazma güçlüğüne sahipse çocuklarının da okumaya veya yazamaya yönelik benzer güçlükleri yaşama riskleri yüksektir. Bunu bir örnekle daha destekleyecek olursak, tek yumurta ikizlerinin benzer güçlükleri (okuma, yazma) paylaşma olasılıkları, çift yumurta ikizlerinden daha fazladır. Doğum öncesi veya doğum sonrası kötü beslenme, alkol, sigara ve uyuşturucu gibi çevresel faktörlerin de öğrenme güçlüklerine neden olabilmektedir. Bununla birlikte doğum sırasında yaşanan olağanüstü herhangi bir olumsuzlukta öğrenme güçlüğüne neden olabilmektedir. Günümüzde ise yediklerimizin ve içtiklerimizin çoğunda bulunan gıda boyaları ve tatlandırıcıların ayrıca doğum öncesindeki ve doğum sonrasındaki vitamin eksikliklerinin öğrenme güçlüğüne ve hiperaktiviteye yol açabileceği ileri sürülmektedir.
Öğrenme güçlüklerinin belirtileri
Öğrenme güçlükleri çoğunlukla ilköğretim döneminde görülür. Oysa öğrenme güçlüğüne ilişkin ilk işaretler okul öncesi dönemde gözlenmektedir. Bu özellikleri dönemsel olarak kısaca belirtelim
- Okul öncesi dönemi
- Kavramları (renk, şekil, zıt) ayırt etmekte güçlük
- Sakarlık
- Akranlarıyla zayıf bir ilişki
- Görsel-motor koordinasyonunda zayıflık
- Uyku sırasında aşırı hareketlilik
- Konuşmayı öğrenmede ve sözcükleri ifade etmede güçlük
- El (sağ el, sol el) tercihinin olmaması
- Bir işi başlatma ve sürdürebilmede güçlük
- İlköğretim dönemi
- Farklı akademik alanlarda belirgin bir şekilde farklılık
- Dikkat süresinin değişkenlik göstermesi
- Aşırı kararsızlık
- Yazarken ve okurken satır takibi yapmada güçlük yaşama (satır atlama)
- Harflerin ve sayıların yerini ve konumu karıştırma ( b-d, m-n, 2-5, 4-7 gibi)
- Okurken ve yazarken harflerin yerini değiştir, harf atlama, harf ya da sözcük ekleme
- Hızlı ve okunaksız yazma ( harf analojilerini takip etmeme)
- Yönergeleri birbirine karıştırma
- Tahtadaki yazıları deftere tam ve eksiksiz olarak aktarmada zorlanma ( örnek: ödevlerinin hep eksik yazılması)
- Yön bildiren sözcükleri doğru olarak kullanmada ve sağ-solunu göstermede karışıklık yaşama
- Okunan metni dinleme ve metnin içeriğini anlatmada zorlanma (5n1k çalışmaları yapmakta zorlanması)
- Toplama, çıkarma, çarpma, bölme işlemlerinin işaretlerini karıştırma
- Ortaöğretim ve lise dönemi
- Özgüven eksikliği
- Duygusal ve sosyal problemler
- Arkadaş edinme ile ilgili güçlükler
Öğrenme güçlüğü yaşayan bireyler, yukarıdaki belirtilerin tamamını göstermek durumunda değildir. Bu belirtileri gösteren her çocukta öğrenme güçlüğü var diye kesin bir yargıya ulaşamayız. Önemli olan bu davranışların kronik ve birbiri ile bağlantılı olup olmamasıdır.
Akademik alanda öğrenme güçlüğü
Akademik başarıya dayalı öğrenme güçlükleri okul yaşantısı sırasında edinilen ve gelişen, okuma, yazma, heceleme ve matematik gibi becerileri kapsamaktadır.
- Dil ve konuşma bozuklukları
- Dyslexia ( okuma güçlüğü)
- Yazma bozukları ( agraphia)
- Heceleme bozuklukları
- Dyscalculia ( matematik bozukluğu)
Yukarıda sıralamış olduğum bu kavram ve becerileri kazanmada güçlük çeken çocukların tek başlarına ve normal sınıflardaki eğitimlerle bu becerileri kazanması mümkün değildir. Bu güçlükleri çeken çocuklar özel eğitim almak zorundadırlar.
Bu bireylere müfredattaki disiplin alanlarında yer alan kavramları, becerileri ve bilgileri tek bir yöntemle öğretmek mümkün değildir. Öğrenmenin gerçekleşmesinde önemli faktörlerden biri öğretmenlerin sınıflarında uygulayacakları öğretim yöntemlerinin etkililik ve sınırlarını bilmeleri, diğeri ise seçtikleri yöntem veya stratejiyi doğru olarak uygulayabilmeleridir. Öğrenme güçlüğü olan öğrencilerin davranışsal, sosyal, akademik ve bilişsel ihtiyaçlarını karşılamak için en etkili iki yöntem öne sürülmektedir. Bunlar, doğrudan öğretim yöntemi ve bilişsel strateji öğretimi olarak bilinmektedir.
- Doğrudan öğretim yöntemi
Bu öğretim yöntemi; konuları küçük basamaklarla sunmayı, öğrencilerin sunumlardan ne kadar yararlandıklarını belirlemek amacıyla sıklıkla yapılan kontrolleri içeren, öğretme sorumluluğunun öğretmende başlayıp bu sorumluluğun öğrenciye aktarıldığı aşamalı bir yöntemdir. Doğrudan öğretim yöntemi, küçük parçalara ayrılıp öğretmen tarafından sunulduğundan dolayı matematik kavram ve işlemlerinin öğretimi ve ilk okuma-yazma öğretimi için uygunluk gösterir. Bu yöntemde, düzenli olarak verilen ipuçlarıyla öğrenci bağımsız hale getirilir.
- Bilişsel strateji öğretimi
Bir beceriyi gerçekleştirmede yetkin olan öğrenciler bir problemi çözmek için veya bir beceriyi gerçekleştirmek için sistematik yollar izlerler. Bu sistemli yollar öğrenciye problemi bağımsız olarak çözmesini sağlayacak rehberlerdir.
Öğrenme güçlüğü çeken bireyler problemleri ve bir beceriyi bağımsız olarak gerçekleştirmedikleri için bu yöntem devreye girmektedir. Öğrenme güçlüğü çeken öğrenciye problemi bağımsız olarak çözmesini sağlayacak sistemli yollar ( stratejiler) öğretilir. Bu yolları takip eden birey problemi bağımsız bir şekilde çözmüş olur. Burada verilen ipuçları problemin çözümüne odaklı değil problemin çözülmesini sağlayacak stratejilere odaklı verilerek bireyin bağımsızlaştırılması sağlanmaktadır.
Öğretmenlere ve ailelere öneriler
- Unutulmamalıdır ki; bu çocuklar hasta değil özeldirler.
- Çocuğun bireysel özellikleri, kapasiteleri, sınırlılıkları bilinmelidir.
- Kullandığınız yönergeler basit, kısa ve net olmalıdır. Hafızaları zayıf olduğundan öğrendiklerinin kalıcı olmasını sağlamak amacıyla birden fazla yönerge aynı anda verilmemelidir. (sözel, işitsel, görsel aynı anda verilmemesi)
- Ön sıralarda oturtulmalı, jest ve mimiklerle katılımları sağlanmalıdır.
- Öğrencinin kendini başarılı hissedebileceği ödevler ve sorumluluklar verilmeli, ev ödevleri her gün kontrol edilmelidir.
- Bilgiler aktarılırken modeller, nesneler, resimler kullanılmalı, konular çekici hale getirilmelidir.
- Harf, rakam, işaret gibi sembolleri birbirine karıştırdıkları için tahtadan bakarak yazmada zorlanırlar. Bu konuda diğer çocuklara kıyasla daha toleranslı davranılmalıdır.
- Sınıf içinde çalışmalarını yaparken uygun davranışlar gösterdiklerinde mutlaka pekiştireç verilmelidir.
- Çocuk harfleri ters yazıyorsa, büyük bir kart üzerine alfabedeki harfler yazılabilir ve çocuğun bir harfi nasıl yazacağından emin olmadığı zamanlarda bu karta bakması sağlanabilir. Hataları buldurma çalışmaları yapılabilir.
- Matematik problemlerinde zorlanıyorsa, çocukla çalışılacak konular gruplara bölünerek, her gün bir konu çalışabilir. Bir alt basamaktaki bilgiler kavranmadan bir üst aşamaya geçilmemelidir.
- Okumayı öğrenmekte güçlük çekiyorsa; çocukların okuması için seçilen kitapların büyük puntolu olması gereklidir. Ödevleri çocuğa yüksek sesle okunmalı, ardından çocuğun okuması sağlanmalıdır.
- Anne-babalar okul çalışmalarını evde tekrar etmeleri gerekmektedir
- Anne-babalar ve öğretmenlerin evde ve okulda yapılan çalışmaları karşılaştırarak, çocuğun yaptığı hatalarda belli bir benzerlik olup olmadığına bakmaları, hangi çalışma ortamında başarılı olduğunu görmeleri, çocuğun öğrenme stillerini belirlemek açısından da yararlı olacaktır.
MERT HABİBOĞLU
ÖZEL EĞİTİM ALANI ÖĞRETMENİ